19 Ocak 2011 Çarşamba

Mini Öykü: "İntikam Soğuk Yenen Bir Yemektir..."


Soğuk bir kış günüydü..O gün öğleden sonra yağmaya başlayan kar, şubat ayına yakışır bir görüntü oluşturmuştu..Gün boyu şiddetle esen rüzgar şimdilik dinmişti..Yeni kar taneleri sakin bir şekilde yerdeki beyaz tabakaya karışıyordu.."Bu olay hiç yaşanmasaydı böyle bir hava beni kesinlikle mutlu ederdi" diye düşündü..Endişeliydi..O'nun bugün harekete geçeceğini biliyordu..Ne yazık ki elinden beklemekten başka birşey gelmiyordu...

İş yerinde sürekli O'nu bekledi..Kapının her açılışıyla birlikte irkiliyordu...Sigara molalarında bile tetikteydi..Gün boyu hiçbir şeye tam olarak dikkatini veremedi..Sürekli kafasında onun sesi çınlıyordu: "intikamımı alacağım"...İntikamı çok büyük olacakmış gibi hissediyordu..Bekleyiş büyük bir ızdıraba dönüşmüştü...Gün bitimine yaklaşık 10 dakika kala, patronundan izin alarak erken çıktı..O'nun, çıkışı beklediğine dair bir his vardı içinde...Bir şekilde "tehlikeyi" atlatmalıydı...Ofisten çıkmadan önce etrafı kolaçan etti..Ortalarda gözükmüyordu..Hızlı adımlarla kapıya yöneldi..Dikkatli bir şekilde merdivenlerden indi...Binanın giriş holündeydi artık...Etrafı kalabalıktı..İnsanlar olan bitenden habersiz kendi dünyalarında koşturuyorlardı..Bir an için rahatladı.."Bu kadar kişinin içinde saldıracak değil herhalde" diye düşündü..Yine hızlı adımlarla çıkışa yöneldi..

Dışarı çıktığında soğuk hava onu karşıladı..Derin bir nefes aldı..Soğuk hava burun deliklerinden içine doldu..Bir an için iyi geldi bu ona..Arabasının olduğu yöne doğru sessiz adımlarla hareketlendi..Etrafını büyük bir dikkatle izliyor, her ihtimale karşı saklanarak ilerliyordu..Park yeri görüş alanına girdiğinde beyaz bir arabanın arkasına gizlendi..Buralarda bir yerde kendisini bekliyor olabilirdi..Birkaç dakika etrafı izleyecekti..O sırada da kendini korumak için biraz "hazırlık" yapacaktı..Yakalansa bile mücadele etmeden bırakmayacaktı..Buna kararlıydı...Biraz zaman geçti..Korktuğu başına gelmemişti -ortalarda görünmüyordu-.."Cephanesini" son bir kez kontrol etti..İş yerinden insanlar yavaş yavaş çıkmaya başlamışlardı..Yakalanmamak için arabasına doğru yöneldi..Kurtulmuştu sanırım (ya da öyle sanıyordu)...

Yolculuk son derece rahattı..O'ndan hiç iz yoktu..Radyoda çalan ikinci sınıf pop şarkılarını görmezden gelirsek keyifli bir yolculuk yaptığı bile söylenebilirdi..Arabasını park etti ve vakit kaybetmeden evine çıktı..Tek istediği üstündeki bu rahatsız giysilerden kurtulup, battaniye ve sıcak çikolata eşliğinde internetten indirdiği dizilerini izlemekti..Özenle kravatını ve ceketini çıkardı..Gömleğini de çıkarmaya başlamıştı ki kapı çaldı..Bir anlık dalgınlıkla direk kapıyı açtı..Ve işte...Beklenen son buydu...O karşısındaydı...Gün boyu iş yerinde saklanmıştı ama evinde yakalanmıştı işte...Daha ağzını açamadan, O harekete geçmişti..İntikam soğuk yenen bir yemekti:
-Ekikikiki dün intikamımı alacağımı söylemiştim sana!
-Allah belanı versin Serkan...Ben senin suratına mı attım kar topunu? Kulağımın içine de girdi..Hay senin......

Ehehehe...Rectoa'nın uydurduğu bir türdü bu..Gizemli başlayan hikayelere tırt sonlar ...Ara sıra ben de yazmaya çalışırdım..Nedense yeniden yazmak için inanılmaz bir istek duydum...Uzun zamandır yazmamanın verdiği bir zorluk olsa da sonunu getirebildiğim için mutluyum..Tırt hikayeleri seviyorum :)
Biterken Cibelle - Green Grass çalıyordu..Yeniden görüşebilmek dileği ile, kendinize iyi bakın efendim :)

0 akıl-fikir sahibi: