31 Ocak 2011 Pazartesi

Aşkın A'sı ile Aveanın A'sı Aynı A mı Acaba?


Dün akşam canım çok sıkıldı..Haliyle birşeyler yapmalıydım..Ancak yapacağım herhangi bir "şey" için ya otobüse binecek ya da ebemin hörekesi kadar yol yürüyecektim..Ve o gün, iki ihtimal için de fazlasıyla tembeldim..Bulunduğum bölgede şansımı denemeliydim..Mesela, yurt içinde "belirli zaman aralığında belirli tuş kombinasyonlarına yeterli miktarda basmaca ve bu alışkanlığı daha iyi uyguladığı için sevinmece" oyunu -bilinen adı ile pes- oynayabilirdim..Hayır..Bu ihtimali de kabul etmedi -yine aynı- can bey..Daha farklı birşeyler olmalıydı...Ve en sonunda markete gitmeye karar verdim..Evet..Normal bir insan ihtiyaçlarını karşılamak için markete giderken, ben bunun yanında, can sıkıntısından bu eylemi gerçekleştirebiliyordum..Tercihim hem yakınlarda bir tane olması, hem de go-kart pistlerini andıran eğlenceli dizaynı nedeniyle Bim oldu (nedense bütün bimlerin dizaynı aynı)...

Hava serindi..Herhangi bir hava olayı (kar-yağmur vs.) yoktu..Hiçbir zaman da olmuyordu zaten.."Bir de coğrafya dersinde bu bölgeye '4 mevsim yağışlı' derlerdi, piiii" diye düşündüm..Ürünleri incelemeye başladım.."Hmm..Tost ekmeği almalıyım aslında..Oha bu ne biçim cips, paketinde meymenet yok..Yeşil zeytinin kutusu yine değişmiş..Bu gece çiğköfte mi yesem? Eve gidince anneme rus salatası yaptırayım..Erik ne zaman çıkardı lan? Bu trabzonlular normal gramajlı ekmeğe neden 'ikili ekmek' diyorlar? Fiyatı da 1 lira hmınıshmı"..vs....Tam bu düşünceler arasında peynir fiyatlarını karşılaştırımaya başlamıştım ki yanımdan geçen iki "kanki" ile "normal dünya"ya dönüş yaptım..Birbirinin kopyası tarzlarından -özellikle arkası özenle havaya dikilmiş saçları- anladığım kadarıyla bunlar halk arasında "apaçi" olarak adlandırılan türdü..Konuşmalarını duymak istemesem de kendime engel olamadım..Çünkü bağırarak konuşuyorlardı:

-.......kanki daha iyisini mi bulucan? Heeeee?....... hem avealı..........

İstemsizce gülümsedim..İlişkiler konusunda önemli bir etkenin de cep telefonu operatörü olduğunu yeni öğreniyordum..Kendimi desti izdivaç programında "38 yaşındayım, 3 evim ve arabam var, mimarım, ayrıca vodafoneluyum, 5000 sms yüklerim her ay" diye tanıtırken hayal ettim..Gülümsemem arttı..Kankilerden konuşanı bunu farketti ve gözlerini devirerek "nooğluyo" bakışı attı..Rahatsız olmuşlardı(!)..Peynirlerime geri döndüm..Konuşmanın volümü azaldı...Kısa bir süre de sucukları inceledim...Sıkıntım geçmişti...İki teneke ice-tea aldım ve çıkışa yöneldim..Kankiler benden önce çıkıp kayıplara karışmıştı..Torbadaki ice-tea'lerden birini çıkarıp, -hiç huyum olmamasına rağmen- yolda açtım...Gözümde bir kızın sevgilisini "sen turkcell'lisin, ben vodafone'lu...ayrı dünyaların insanlarıyız....ayrılmalıyız" diye terk ettiği bir sahne belirdi..Salakçaydı..."Bu konu hakkında biraz düşünsem güzel şeyler çıkar aslında" diye iç geçirdim...Yurda girdim..Salonda 4-5 kişi laptoplarının başında oturuyordu (zaten yurtta taş çatlasa 15 kişi kalıyordu)..Altıncı senesini okuyan, benden 8 yaş büyük abinin yanına oturdum..Prototype oynuyordu.."Ne zaman bitecek bu oyun abi" dedim..."İstesem bitiririm" dedi...İkinci ice-tea'yi açıp onu izlemeye başladım...Saat daha 4.30du ve hava tamamen kararmıştı (hmınıshmı)...Operatörlerin aşk üzerindeki etkilerini bir daha hiç düşünmedim...
(güzel şeyler çıkar aslında...)

0 akıl-fikir sahibi: