6 Haziran 2011 Pazartesi

Yazısız

:)

27 Mayıs 2011 Cuma

Bayan-metre No:3

İki yıl önce, izlediğim dizilerdeki bağyanları değerlendirdiğim mini bir liste/seri (sadece iki yazılık) yapmıştım..Oturduğum yerden millete laf atmak inanılmaz eğlenceli gelmişti..Ama laf atacak başka bir dizi kalmayınca, seri mecburen sonlanmıştı :)..Şimdi bakınca, o serideki birçok dizinin bitmiş olduğunu gördüm (Lost bile bitti lan :'( ).. Onların yerine birçok dizi izledim..Tanıştığım yepyeni isimler, başka dizilerden hatırladığım bayanlar oldu filan..Şimdi o serinin yeni versiyonunu yapmak istiyorum..Hazır bir dizi sezonunu daha yeni kapatmışken....değil mi efendim :)


Lily Aldrin/How i met your mother
İlk listemden geriye kalan iki diziden biri H.i.m.y.m. (ey gidi günler eeey)..Muhtemelen iki yıl sonraki listemde de olacak..Şimdiden 2014e kadar anlaşma yapmışlar....Her neyse..Lily'e döneyim..Onun için ilk listede "hep ikinci planda olacak" gibi bir cümle kullanmıştım..Öhm..Yanılmışım..Robin'in sürekli düşüşü, Ted'in eşlerinin artık kabak tadı vermesi, senaristlerin Marshall-Lily çifti ile daha fazla ilgilenmeleri vb. sebepler yüzünden söylediklerimi yemek zorunda kalıyorum.. Lily son sezonda dizinin bir numaralı bağyanı idi..Alyson Hannigan'ın gerçek hayatta anne olması da bayağı yaradı kendisine..Yüzüne renk geldi  :) ..Artık daha şirin, sempatik ve güzel..Lily'ciğime puanım artıyor ve 10 üzerinden 7 veriyorum..,

Robin/H.i.m.y.m
Lily hakkındaki 180 derecelik dönüşümün aksine, onun hakkındaki düşüncelerimde en ufak bir değişiklik yok..Maalesef aynı hızla düşmeye devam ediyor..Nerede o ilk 2 sezondaki Robin, nerede şimdiki ezik Robin? Barney ile biraz toparlar gibi oldu ama ilişkileri erken bitti.. Yazarların gıcığı var herhalde kendisine.. Her türlü hakarete maruz kaldı bu son sezonda.. Bakalım ne zaman silkinip kendine gelecek? Kendisine notum 10 üzerinden 5...Hala neden 5 aldığını merak eden varsa resime bir daha baksın...

Zoey/H.i.m.y.m.
Bir türlü ısınamadım şu Zoey'a..Nerede o eski anne adayları (başta Ashley Williams), nerede bu Zoey? Stella bile daha iyiydi lan..Zaten onyüzbinmilyonuncu anne adayı olmasının verdiği negatif bir elektrik vardı..Bunun üzerine sezon boyunca devam eden sinir, ikiyüzlü, gıcık tavırları ile tüy dikti....Tabii bunlar küçük nedenler..Kendisine ısınamamamın asıl nedeni ise Jennifer Morrison'ın gönlümüze Dr.Cameron olarak kazınması..İnsan Chase reyiz yerine Ted ile beraber olmasını yadırgıyor doğal olarak...Yeni sezonda çok şükür kendisini görmeyeceğiz..Bu gıcık hanım kızcağızımıza notum 10 üzerinden 1 (Cameron olsa notum 8-9... hatta 10du)..

Thirteen - House MD
Gelelim House'a..ve de sezonun sonlarına doğru yeniden aramıza katılan sevgili Törtiin'e...Kendisi kağıt üzerinde dört dörtlük bir kız..Hem akıllı, hem güzel, hem eğlenceli, hem beni sev...öhm...Kısacası hiçbir eksiği yok..Şu dizilerdeki bağyan kıtlığına ilaç gibi geldi..Ama kendisini bir türlü bir numaraya koyamıyorum..Nedenini ben de bilmiyorum..Kendisine notum 10 üzerinden 8..O 2 puanı neden kırdım onu da bilmiyorum :)

Cuddy - House MD
House bu kadında ne buldu anlamıyorum? Kayık surat...Yüzünün boyunun en az 1 metre olduğuna iddiaya girerim..Sesi de bok gibi..Gıcık birşey zaten..Bunu seksi bulanların göz sağlığından şüphe ediyorum...Saçma salak bir neden yüzünden House'u da terk etti tam oldu..Artık kendisine katlanmamız için bir nedenimiz kalmadı..Bundan yaklaşık bir ay önce "dizideki diğer bayanlar yerine şunu çıkarsalar keşke" diye içimden geçirmiştim..Senaristler iç sesimi duymuşlar..Yeni sezonda aramızda olmayacak..Kendisine notum 10 üzerinden 3...


Penny - The Big Bang Theory
Lily ve Robin dışında eski listede yer alan bir diğer bağyan ise Penny'di..Kendisine 10 üz. 5 vermişim!..Hangi akla hizmet böyle bir şey yapmışım, bilmiyorum..Kendimi esefle kınıyorum..Bu listede birincilik telini alan bağyanımız kendisi oluyor..Güzellik desen var, şirinlik desen var, komiklik var, akıl desen...öhm...nazar boncuğu o :) Penny'ciğime notum 10 üzerinden 9...Geçen listedeki hatamın bir özürü olarak resmini büyük paylaşıyorum bu sefer :) Kedi canını ben onun..

Priya - The Big Bang Theory
Aksanından, tipinden, durunuşundan, giyinişinden, herşeyinden nefret ediyorum..Irkçılık gibi gelebilir ama değil..Raj'ı bu kadar çok sevmezdim o zaman..Ama bu cibiliyetsize dizide ilk göründüğü dakikadan beri gıcığım.."En yakın zamanda defolur gider inşallah" dediğim kişilerden biriydi, son bölümde gidiş sinyalleri vermeye başladı..Senaristler son zamanlarda bolca dinlemeye başladı beni :)...Neyse...Bu cibiliyetsiz cüceye puanım 1...O bile çok hatta..

Amy Farrah Fowler - The Big Bang Theory
Ehehehehe...Sadece ismini söylemek için listeye ekledim..Ekikikiki...Değerlendirmeye sokmayacağım tabii ki puhahahahaha :D...


Bu dönem, "ağır toplarım" dediğim 3 dizideki bağyanların notları böyle..Diğer dizilerimden de 1-2 yazılık birşey çıkarabilmeyi umuyorum..Şimdilik bu kadar..Görüşmek üzere efendim (gecikme için özür)...

24 Mayıs 2011 Salı

Sevgili Blogger, Naber? ehehehe


Merhaba efendim..Görüşmeyeli nasılsınız? Beni sorarsanız fena değilim..Bir teslim haftasını daha geride bırakmanın verdiği boşluğa düşme hissi var içimde..Artık sona yaklaştığım için de sevinmiyor değilim..İnşallah bu üniversiteyi ve şehri son görüşüm olacak bu ay (yandaki Lost saatine göre 9 gün kalmış gözüküyor..o saat bu işe yarıyordu bu arada)...Yani...İsteğim o yönde..Geçişim olur olmaz, ihtimalini pek bilemiyorum...

Neyse..Olmayan konuma giriş yapayım..Uzun zamandır pek uğramıyorum buraya..Sanmayın ki internetsiz ya da bilgisayarsız kaldım..Aksine uzun süreler başındaydım bu meretin...Ancak ne zaman bir şeyler karalamak için isteğim oluşsa, bir konuda yazmaya karar versem, elim blogger simgesine gitse, içimden bir ses çok değerli(!) proje vaktimi öldürdüğümü, derhal çizimlerimin başına geçmem gerektiğini söyledi..Peki ben o sesi dinledim mi? Tabii ki hayır..Blogger'ı kapatıp "dur son kez şuraya bakıp, geçiyorum projeye" deyip başka bir şeye daldım..Hatta uzunca yıllardır bilgisayar oyunu oynamayan ben, The Simpsons Hit&Run'ı yeniden bitirmek için günlerce uğraştım (sonuç olarak yine bitiremedim..son mission'da bitirilmeyi bekliyor oyun)...İçimdeki sesi bir kez daha tebrik ediyorum buradan..Blogger'a ayıracağım küçük zaman dilimlerine karışıp, saatler boyu bomboş ekrana bakmama ses etmediği için..İnsan psikolojisi garip bir şey gerçekten..

Bir de "blog kondüsyonu" denilen birşey var tabii..Bilmeyenler için özetlemek gerekirse: yazdıkça yazarsın, yazmadıkça uzaklaşırsın olayı..Hakikaten de öyle..Bu kondüsyonunuz varken en ufak bir şey üzerine bile klavyenin başına geçme isteği oluşurken, olmayınca....olmuyor işte..O düşük çeneniz bir anda kapanıveriyor..Birçok yazı konusunu harcadım şu son bir ayda...Saman alevi gibi bir anda parlayıp, bilgisayarımın başına geçmeden yok oluverdiler....

Sevgili okur...Bu postu da yeniden o kondüsyona sahip olabilmek için karalıyorum..Bir yerden başlamak lazım....Yarın yepisyeni bir şeyler karalamayı düşünüyorum..Ya da bilgisayarımın kıyısına köşesine karalayıp bıraktığım satırlar var (işe bak..oraya karalayınca birşey yok, buraya karalamak zaman kaybı..hıms), onlardan birini derleyip koyarım..Hazır fazla takip edenim de yok..Yeni bir başlangıç olarak düşünmek lazım bunu...Değil mi? Hmm...Sanırım bu kadar...Kendimi şimdi daha iyi hissediyorum...Yeniden görüşebilmek dileği ve sevgilerimle efendim (aaa yeni kalıp oldu bu :) )
Biterken Lady Gaga - Love Game çalıyordu..Nostalji takılıyorum...

22 Nisan 2011 Cuma

#19


"İnsanlar 18'ine kadar büyür, daha sonra yaşlanırlarmış...Bir sene daha yaşlandın, tebrikler" dedi bir arkadaşım..Şaka maka 19 oldum dün..18 ya da 19 sene geride kaldı -tam olarak kaç, bilemiyorum hala-...Doğum günüme yavaş yavaş gıcık olmaya başladım...Yaşlanmaya başladık artık...hehe....Rezalet...(her sene albüm versiyonunu paylaşırdım, bu sefer canlısı olsun...hehe)

1 Nisan 2011 Cuma

Toplasam O Maketleri Burdan Köye Yol Olur...


Şu yukarıda görmüş olduğunuz jetgiller şehrine benzeyen manzara 5 öğrencinin sadece rutin bir haftalarında gerçekleştirmiş oldukları maketler..Eksiği var (hocanın parçaladıkları), fazlası yok! Buna haftada iki tane tasarım/çizim ödevini, afiş tasarımlarını, grup çalışmasını da ekle -diğer dersleri saymıyorum bile-...Al sana Mhp'nin 40ıncı yılı!...Ne güzel değil mi efendim? Üniversitede "yatma" hayallerimin üzerine sifon çekildi şimdiden..Ödevsiz, fazla çalışmasız, rahat rahat sürtebildiğim öss günlerimi özledim ben.....bu işte bir terslik olması lazım???

Ha ayrıca bu görüntü buraya fazla uğrayamamın da sebeplerinden biriymiş...Jetgiller söyledi...Bir de "Miss Li - i can't get you off my mind" mı ne çalıyormuş, ne demekse? :)

23 Mart 2011 Çarşamba

Futbolsuz Bir Futbol Yazısı


Tam olarak kaç sene önce olduğunu hatırlamıyorum..
Galatasaray'ın sahasında bir Galatasaray-Fenerbahçe "derbisi" vardı..
Teknik direktörsüz şampiyon olduğumuz seneydi sanırım..
İki takım sezonun son haftalarına aynı puanla girmişti..Bu maçı kazananın şampiyonluk yolunda önemli bir avantaj elde edeceği söyleniyordu..
Gerçek anlamı ile "galatasaraylı" olduğum son dönemlerdi..
Ve bir kızdan hoşlanıyordum...O fenerbahçeliydi(hayatım boyunca hoşlandığım çoğu kişi gibi)..Nedense hep fenerbahçelilerden hoşlanıyordum..tesadüf...
Neyse..Fazla uzatmayayım..
O gün, güne yakışacak gariplikte bir golle galip geldik..Shabani Nonda bir derbide gördüğüm -Azuth'un deyimi ile- en "sikko" golü atmıştı..Derbide akılda kalan başka bir şey de olmadı zaten..(Ha, bir de Şabani Nonda ve "otuz santim" olayı vardı, o ayrı)
Herneyse..
Maçtan sonra bir mesaj aldım..
Hoşlandığım kız benden hoşlandığını söylüyordu...
Hayatımda tarif edemediğim ender anlardan birisi o an...
...
Herşey çok güzel gibi görünüyordu..
O sezon galatasaray -tahmin edildiği gibi- kalan maçlarını kazanıp şampiyon oldu..Bir sonraki sezona da iyi bir galibiyet serisi ile başladı yanılmıyorsam..
Ama biz mağlup olduk..
"Şampiyonluğumuz" fazla uzun sürmedi..
O günden sonra taraftarlığım da kademe kademe azaldı..
Artık, sadece futbol muhabbetlerinde dışarıda kalmayayım diye "galatasaraylıyım" diyorum..

***

Geçtiğimiz cuma günü yine galatasarayın sahasında bir galatasaray fenerbahçe maçı vardı..
Aradan yıllar geçti..
İlk maçtan pek fazla oyuncu kaldığını sanmıyorum..
Bir sürü teknik direktör geldi-gitti..Yönetim değişti..Özhan Canaydın (ve galatasaraylılık) öldü...Stad bile değişti...
Shabani Nonda'ya ne oldu bilmiyorum..Arada 30 santim tezahüratı aklıma gelir..
Uzatmayayım...
Bu sefer fenerbahçe galip geldi..Başka bir takımla şampiyonluk için çekişiyorlar..
Artık adımız anılmıyor o çekişmenin içinde..
Galatasaray yıllardır şampiyonluktan uzak...
Bizim birbirimizden uzak olduğumuz gibi...

Not:Dns ayarım yapılı olmasına rağmen blogger'a erişmekte hala sorun yaşıyorum..Canı istediğinde girip, canı istemediğinde giremiyorum...Yok mudur acaba bunun kalıcı bir çaresi?...Yardım pliiz :) Biterken Gorillaz - On Melancholy Hill çalıyordu

17 Mart 2011 Perşembe

Yeni bir aşk, yeni bir iş, yine gülecek bir neden lazım....


Geçen gün Gayyor'dan bir mail aldım..Daha doğrusu O 20 gün önce göndermiş, yeni haberim oldu..Çok sevindim..İnsanın yıllardır takip ettiği birinden uzun zaman sonra mail alması güzel bir duygu..Kendisine buradan bir kere daha teşekkür ediyorum (onun değimi ile "yüreğine sağlık gayyor" :) )..
Neyse..Kendisi mailinde eski evcilpanda'yı, onun vurdumduymaz hallerini özlediğini söylemiş (kesinlikle, ben de özledim)..Eski neşeli halime dönmemi- iyi olmamı istemiş..Hatta bunun için bir de öneride bulunmuş: yeni bir aşk...Yeni bir aşkın bana iyi geleceğini söylemiş....Mailde daha bir sürü güzel şeyden bahsetmiş gayyor (her zaman olduğu gibi)...Ama  geri kalanı benimle gayyor arasında kalsın :)..
Ben şu "yeni aşk" kısmına gelmek istedim..Yazıyı yazış amacım da bu zaten..Evet..Aşk dünyanın en güzel duygusu..İnsanı birden "iyileştirebiliyor"..Ama çevrende aşık olunabilecek kimse olmayınca aşık olamıyorsun..Hmm...Saçma bir cümle oldu ama yanlış değil...Bu yüzden bir liste yapmaya karar verdim..Bu istediğim kriterleri yerine getiren varsa gelsin, aşık olmaya hazırım...Buyrun o liste:

-@-Bir kere ruh ikizim olsun gibi bir şartım yok artık..Olmasa da olur..Bugüne kadar aradığım en önemli özellik o oldu da ne oldu? Geçmiş ilişkilerim ortada..Aşk daha küçük ayrıntıların içindeymiş meğersem...
-@-Ama ortak bir dizi zevkimiz olsun...House MD'yi, Futurama'yı, Dexter'ı, Sheldon Cooper'ı, Conan O'brien'ı, The Simpsons'ı severek takip etsin mesela..Lost, Kyle Xy, Scrubs efsanleri arasında olsun...Aklıma ilk gelenler bunlar..
-@-Kapı çaldığında sorulan "kim o" sorusuna "sence?" diye cevap versin..Bu dünyada bu soruyu böyle cevaplayan tek manyak ben olmadığımı bileyim..
-@-Kar sevsin...Basılmamış kara basmaktan kaçınsın..Kar, kar topu, kardan adam, kar yağışı izlemek vb. gibi terimleri her duyduğunda mutlu olsun..
-@-Yetenekli olduğu tek spor yürümek olsun..Beraber spor yapma gibi bir hataya düştüğümüzde sadece ben rezil olmayayım, birlikte rezil olalım :)
-@-Beyaz kedi hastası olsun...
-@-Mümkünse facebook hesabı olmasın..Orada kendini "ispatlayabilmek" için türlü şebeklikler yapmasın..Her gittiği yerde "feyse(!) eklemek için" fotoğraf çektirmeye çalışmasın..
-@-Keman çalabilirse çok iyi olur...Belki ben de öğrenirim..
-@-Çocukluk kahramanı Harry Potter olsun...En az onyüzbin kere büyücü olduğunu hayal etsin...
-@-Tercihen Trabzonlu olmasın..Hatta Karadeniz bölgesinden olmasın..Mimarlık öğrencisi hiç olmasın...Son zamanlarda böyle bir fobi oluştu bende...
-@-Uykusuz'da Fırat'ı her görüşünde içinden "götüme bokuma" demek geçsin..
-@-Aynı şekilde siyah tenli bir insan gördüğünde "zenciiiiii" diye bağırıp gülmeyi isteyebilir..Ya da istemeyebilir..Irkçı gibi geldi şimdi...
-@-Bardakta mısıra bayılsın..Bizim için en büyük hediye koca bir bardakta mısır olsun..
-@-Tiyatro aşığı olsun..
-@-Filmlerde esas oğlan-esas kız yerine "kötü adamı" tutsun...
-@-Hayalperest olsun...Sürekli saçma salak hayaller kuralım..Asla "ııı-ıh imkansız bu/saçma" demesin...

Evet...Bu küçücük-miniminnacık ayrıntılara sahip olan birileri varsa haber versin, hemen aşık olurum ben..Şimdilik "kim kaybetmiş, ben bulayım?" demekle avunuyorum :)...En kısa zamanda herkesin "aşk"ı bulabilmesi dileği ile...kendinize iyi bakın :) :)